20 Ocak 2012 Cuma

gestalt hakkında- nesneler eksik çizilse bile tam algılıyoruz


GESTALT KURAMI


20.yy  başlarında  sanat  psikolojisi  alanında çalışan bir grup alman bilim adamının  ‘ sanat algısının en temel birimi f o r m dur’ önerisi  hem sanat hem de psikoloji alanında bir dönüm noktası  sayıldı  Almanya’da Nazi baskısı ve  yayınladıkları psikoloji dergisinin  yasaklanması üzerine  Amerika’ya göç eden  bilim adamları  orada algı konusunda  üniversitelerde ders verdiler, yayınlarını  sürdürdüler.


Gestalt,  ‘ tasarlanmış parçaların  oluşturduğu anlamlı bütünün duruşu ve işleyişi’ anlamında  bir kavram. ‘Anlamın biçimi ‘ olarak kısaltanlar da var. Gestalt psikologları,  algı sürecini anlamak için   beynin duyu uyarılarını  nasıl  düzenlediğini  araştırdılar. İnsanın biçim ve örüntü düzenleme yeteneğinden yola çıkarak  beynin  işlevlerini  araştırdılar. Gestalt laboratuarlarında  şaşırtıcı  geometriye dayalı örüntüler yaratıldı. Kimileri görsel  yanılsama örnekleri olan bu çalışmalar  sayesinde  beynin görsel uyarıları  doğal olarak düzenleme  yeteneği olduğu anlaşıldı. Hareket ederek , yön değiştirerek  retinadaki imgenin  değişmesine yol açılır,  oysa   nesneler gerçek boyutu, rengi, biçimi ile algılanır. Dünyamızı retinaya yansıyan biçimiyle  görmek yerine  gerçeği görsel belleğimizle  düzene sokuyor,  yeniden inşa ederek  anlıyoruz.


 


 ALGI ve DÜZEN


Bir futbol takımını, bir sanat eserini, bir elektrik sistemini  Gestalt olarak nitelemek , bütünün  özel bir işleyiş düzeni olduğunu vurgulamak  anlamını taşıyor. Bütünlüğü olan bir eser  kendi parçalarını oluşturur. Yaylı sazlar dörtlüsünü oluşturan  dört çalgıcı  bütünlüğü olan  bir müzik gösterisi yaratır. Kimi zaman benzer, kimi zaman çelişen  ruh halleri  ifade eden melodilerin  tekrarı, çeşitlemesi, birleşip ayrılması  ile bütünlüğü olan dengeli bir müzik eseri oluşturur. Her çalgıcı ötekinden etkilenir,  davranışı değişir. Bütünlüğü olan bir eser, parçalarının toplamından öte bir anlam taşır. Bir melodi, onu  oluşturan notaların toplamından  farklı bir değer taşır. Bir başka örnekle açmak gerekirse,  heykelin bir parçası  çıkarıldığında  bütünün düzeni değişir. 


Gestalt psikologları   algılama sürecinde gerçekleşen düzenleme yeteneği üzerine yoğunlaştılar. Çevreden aldığımız duyumlar  birbirinden kopuk, ilişkisiz  olmasına rağmen  birim ve nesneleri  bütünlükleri içinde algılıyoruz. Bir melodi,  notaların  düzen içinde bir biriyle ilişkisi  sonucu oluşan bir  bütündür. Melodi farklı bir oktav ya da  anahtardan  çalınsa bile  notalar arası ilişki sırası ve ritim düzeni  değişmez , şarkıyı içerdiği düzen sayesinde  tanırız.



GESTALT PSİKOLOJİSİ ve İLKELER


Gestalt kuramcıları sanat eserini görsel ve psikolojik deneyim olarak tanımladılar ve sanatı ‘ duyarlıkla düzenlenmiş bir bütün ‘ olarak  ele aldılar. Sanat nesnesini algılama  kişilik, uyarılma, düşünce, birikim ve belleğe bağlıdır. Algı sürecinde bu unsurlar sürekli iç içedir. Eser hakkında oluşan görüş sadece bakılan  nesnenin özellikleriyle açıklanamaz kişinin beyninde olup bitenlere bağlıdır. Algı sürecinde duyuların kaydettiği uyarılar  beyinde  düzene sokulur. Sinirsel dürtülerimiz beyine ulaştığında  ‘çekici" ya da ‘itici" olarak nitelenir, algı sistemi düzenleme yeteneği ile  aldığı duyumlara anlam  verir. Duyumlar  algı ilkelerine göre kümelenir, düzene sokulur  ve anlam kazanır.


Algıladığımız görsel  nesne ve örüntüler,  farklı biçim, doku, açık-koyu renkten   ve  birçok parçadan oluşur. Beyin, bu görüntüyü bir düzen içinde kümeler, anlam verir, nesne biçiminin dış çizgisini ve  insan şeklini arka plandaki zeminden ayırarak  anlar. Beynin işlevi çevreden aldığı duyumlara anlam vermektir.

ŞEKİL-ZEMİN   İLİŞKİSİ

Algı sistemi, düzenleme yeteneğine bağlı olarak  bakılacak olan nesne nedir, arka plan hangisidir ayırımını yapabiliyor. Gestalt psikologları  vazo-profil deneyimi ile yaptıkları araştırma sonucu , şekil ve zemin, siyah ve beyaz, bir birinin yerini alabiliyor, yer değiştirebiliyor ancak  görsel sistemimiz düzene alışık olduğundan , ikisini aynı anda görmez, bir nesneyi ötekinden ayıran çizgiyi , bir tek şekli ve  zemini algılar. Beyin neye dikkat etmeli,  neyi görmezden gelmeli ayırımını  otomatik olarak yapar.

Şekil ve Zeminin ayırıcı özellikleri;

-Şekil , anlamı içerir,dikkat çekicidir, nesneye benzer , zeminin önünde yer alır

-Zemin,arka planda, anlam içermez, biçimi belirsizdir

-kenar çizgi , şekli zeminden ayırır, nesnenin şekline aittir.    

Kamuflaj halinde  şekil ve zemin belirsizliği yaşanır şekil ancak hareket ettiği takdirde fark edilir.



KÜME  OLUŞTURMA İLKELERİ

Gestalt  psikologlarına göre, algının düzenleme sisteminde  parçalardan oluşan örüntüye anlam vermek için  parçalar kümelenerek bütün oluşturulur.  

     İLKE                           TANIM                           ÖRNEK


  1.Yakınlık              Yakın unsurlar birim               Yazılı sayfada  harfler yan    


                                 olarak kümelenir                   yana yatay çizgi oluşturur




  2.Benzerlik             Benzer unsurlar  kümelenir     Normal yazı, kalın punto

                                 ve anlaşılır                               ayrı kümelenir, anlaşılır



  3.İyi devam             Devam eden düz ve kavisli       TV den prize giden teller

                                çizgiler birim olarak anlaşılır.    İzlenir,anlaşılır.



4.Tamamlama         Çember çiziminde  bir  boşluk   Göz kalemin çizmediğini


                                 tam şekil gibi algılanır               tamamlar ve anlar



5.Ortak kader           Aynı yönde hareket edenler       Aynı yöne giden arabalar

                                 bütün olarak algılanır.               ile aksi yöne gidenler ayrı

                                                                                                  kümelenir

candan erçetin şarkılarının gestalt terapi açısından değerlendirilmesi :)

ÖZET
Bu makalede Candan ERÇETİN’in farklı albümlerinden seçilmiş olan şarkı sözleri Gestalt Terapi’deki kavramlar açısından değerlendirilmiştir. Sanatçının seslendirdiği şarkıların sözleri aşk, yalnızlık, yaşam, ölüm gibi varoluşsal temalar içermektedir. Gestalt Terapi’de yaşantısal öğeler önemli bir yer tutmaktadır. Terapide duygular hakkında konuumak yerine onların şimdi ve burada yaşanılması vurgulanmaktadır. Yapılan değerlendirme sonucunda Candan Erçetin’in seslendirdiği şarkıların Gestalt Terapi açısından yorumlanmaya uygun olduğu gözlenmiştir.

İlhan YALÇIN, Nilüfer VOLTAN-ACAR
Candan Erçetin’in Seslendirdiği şarkıların Gestalt Terapi Açısından Değerlendirilmesi Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Dergisi 20: 01-10 (2006)

Yansıtma yazılarım

Ders 18.10.11
Bu derste büyüme, olgunlaşma, öğrenme, güdülenme  ve hazırbulunuşluluk gibi kavramları öğrendik.  İçsel güdülenmenin önemi benim için ayrıca dikkat çekiciydi. Kaygı düzeyinin dengeli olması ve özbenliğin şişirilmemesi gerektiği de bu derste öğrendiklerimiz arasında.
Ders  25.10.11
Piaget, Bruner ve Vygotsky’nin bilişsel gelişim kuramı hakkında fikirlerini inceledik. Şema ve aktif yaşantının nasıl kazanıldığını öğrendik. Gelişim dönemlerini inceledik ve çocuklarda nesnenin devamlılığı benim açımdan çok ilgi çekiciydi. Çocukların paralel oyun oynadıkları ve animizm de diğer ilgi çekici konulardandı.
Ders 01.11.11
Bu derste ahlak gelişimini inceledik. Piaget ve Kohlberg’in ahlak gelişimi hakkındaki görüşlerini öğrenmekle birlikte özellikle Kohlberg’in kişilerin davranışlarını sıraya soktuğu ahlak düzeylerine ait dönemlerde kendime yer bulmak için oldukça çabaladım.
Ders 15.11.11
Kişilik gelişimi hakkında öğrendiklerimiz arasında Maslow’un “farklı düzeylerdeki –temel ihtiyaçlar karşılanmazlarsa ikinci düzeyde de ortaya çıkmaz” görüşü, insanın temelde iyi olduğuve kendini gerçekleştiren bireylerin özellikleri vardı. Bu ders içeriğinde C. Rogers’a göre de insan temelde iyi idi ve sağlıklı benlik tasarımı, koşulsuz olumlu kabul, empati ve saydamlık hakkında görüşlerine yer verildi. E.Erikson’a göre yaşamda kiritik dönemler atlatılamadığında çözülene kadar problem yaratmaya devam etmekte ve bu kişi çözümsüz sorunların çözümlenebileceğine dair umut vermekte.
Ders 22.11.11
Freud ve insanın doğası hakkında ortaya koyduğu topografik kişilik kuramına göre bilinç, bilinçaltı ve bilinçdışı kavramları önemli olup; İd, süperego ve ego kendi dengesini kurmakta. Egonun kaldırılamaz sorunlar karşısında denge bulmak için bulduğu savunma mekanizmaları oldukça ilginçti. Şahsen neden bu kadar hayal kurduğumu anladım...Psikoseksüel gelişim dönemleri ait kuram ilginç olmakla birlikte iyileştirmeye yönelik umutsuz oluşu sebebiyle eleştiriyi haketti bence.
Ders 29.11.11
Öğrenme psikolojisine ait kavramlar hakkında bilgi almakla birlikte öğrenmeyi etkileyen etmenleri inceledik. Klasik koşullanma, koşullanma süreci , bitişiklik, haber vericilik, genelleme, sönme ve kendiliğinde geri gelme gibi kavramlar arasında öğretilmiş çaresizlik en dikkatimi çeken konu oldu. Bunu aşmak için ardarda başarı hissetme gereksiniminin karşılanması bu sorunu aşmaya gerçekten yeter mi bilemiyorum…
Ders 06.12.11
Edim organizmanın kendiliğinden ortaya koyduğu davranışlardır, pekiştirmeler  ise istenen davranışların sıklığını artırır. Olumlu ve olumsuz pekiştireçler hoşe giden ve gitmeyen şeylerin ortamdan uzaklaştırılması ile kullanılırlar ve ceza yöntemi aslında işe yarayan bir yöntem değildir. Ceza uygulanan kişi cesareti elverdiğinde istenmeyen davranışını tekrarlayabilir. Watson, öğrenmelerin gerçekleştirilmesinde çevresel faktörlerin önemini vurgulamaktadır. Guthrie ise en son yapılanın en sık yapılandan daha önemli olduğunu savunur. Bitişiklik önemlidir. Alışkanlıkların bırakılması hakkında eşik yöntemi ve bıktırma yöntemine yer verildi. Her iki yöntemi de uzman yardımı ile kullanan tanıdıklarımın anlattıkları anladıklarımı pekiştirdi.
Ders 13.12.11
Thurndike’ın öğrenmenin temelinde deneme ve yanılma olduğu hakkındaki ilkesini öğrendik. Hazırbulunuşluluk, uyarıcı ve tepki arasındaki bağın kullanıldıkça güçlendiği hakkındaki tekrar ve davranışların sonuçlarından etkilendiği etki kanunlarını öğrendik. Özyeterlik kavramını ilk açıklayan kişi olan Bandura’nın sosyal öğrenme kuramına göre temel faktör bireyin başklarını gözlemleyerek hareket etmesidir. Derste dikkatimi en çok çeken dizi ve filmlerde model alınan kişilerin kötü ve karizmatik sunuldukları ve bunun ne denli önemli olduğuydu. Dolaylı pekiştirme ve ceza da oldukça ilginçti.
Ders 20.12.11
Gestalt- içgörüsel öğrenme hakkındaki dersimizde öğrenmenin aniden gerçekleşebileceğini, kişinin ihtiyacı olan verilere sahip olması durumunda öğrenmenin ani ve kalıcı olabileceğini öğrendik. Buna göre öğrenmede bütünlük önemlidir. Davranış kişinin karşılaştığı durumu algılamasına ve durumu kendi amaçları arasında yorumlamasına bağlıdır. Öğrenme bu belirtilen algı ve yorumdaki değişmedir. Dehaların dinlenirken ortaya koyduklarını artık sinir bozucu bulmuyorum.





İzleyiciler